Çocuklarda kaygı sebebiyle danışmanlık merkezlerine her yıl çok sayıda aile başvuru yapmaktadır. Kaygı yetişkinlerden çok daha farklı şekilde çocuklarda görülebilir. Burada kaygı ile korkuyu ayırt etmek gerekir. En basit haliyle kaygı, endişe uyandıran nesne ortada olmadığında bile kendini göstermektedir. Örneğin yılan fobisi yılan olduğunda ortaya çıkmaktadır. Bu korku olarak adlandırılır. Kaygı oluşması için nesnenin olması gerekmez. Bireyin aklına gelmesi bile yeterlidir.
Çocuklarda kaygı birçok şekilde kendini gösterir. En sık rastlanılan tırnak yeme, dudak ısırma, karın ağrısı, deri yolma başlıca kaygıyı gösteren davranışlardır. Kaygı bulunduğu durumun ismini alır. Kaygının bir çok çeşidi vardır. Örneğin sınav anında ya da sınavdan önce oluşuyorsa sınav kaygısı denir. Eğer sunum yapmak gibi performans gösterilen yerde ortaya çıkması performans kaygısı olarak adlandırılır.
Çocuğumun kaygılı olduğunu nasıl anlarım?
Kaygılı çocuklar küçük yaşta çok fazla endişe içerikli soru soran çocuklardır. Örneğin arabanın yakıtı azalmaya yakın çocuk bir an önce benzin almalıyız diyebilir. Benzinin bitebilme ihtimali onun için bir felaket senaryosundan ibarettir. Dünyanın sonu gelirse ne olur anne? Biz ölünce ne olur anne? gibi soruları sıklıkla bu çocuklarda duyarız.
Aşırı kaygılı çocuklar kimi zaman ödevlerini harfi harfine zamanında yapma eğilimi gösterirler. Aslında burada çocuk ödevlerini yaparken amacı öğrenmek değildir. Olası öğretmenlerin kızması ihtimaline karşı kaygılarıdır. Bu tarz çocuklar sınıfta öğretmenleri tarafından gayet uyumlu ne istenirse yapan uslu çocuklar olarak tariflenir.
Kaygının yoğun olduğu çocuklar çocukluk çağında da sık görülen masturbasyon davranışını yapabilir. Aileler çocuğun masturbasyon davranışı sırasında verdikleri abartı tepki sonucu travmatize edebilirler.
Ne zaman psikolojik danışmanlık merkezine başvuru yapmalıyım?
Çocuklarında kaygı sorunu yaşayan ailelerin akıllarındaki başlıca soru işareti bunun kendiliğinden geçip geçmeyeceğidir. Kimi zaman çocuğun maruz kaldığın deneyimlerle bu kendiliğinden geçebilir. Azalabilir. Çocuk baş etmeyi öğrenebilir. Kaygıya karşı toleransı artabilir.
Kimi çocuklarda ise kaygı zemini üzerine birçok travma denk gelebilir. Örneğin kaygılı bir çocuk okulda sunum yaparken yoğun kaygı sonucu hata yapabilir. Arkadaşlarının gülmesi utanç verici bir duruma düştüğünü düşündürebilir. Bir korku filmi izleyebilir ve çok ağır bir şekilde etkilenebilir. Bu korku filmini kabuslarda görebilir.
Kaygı günlük hayatın ilerlemesin bozduğu zaman bir uzmandan kesinlikle destek alınması gerekmektedir.
Depresyon ve kaygının farkı nedir?
Depresyon ağır elem, umutsuzluk eşlik eder. Kaygıda daha çok gerginlik hissi vardır. Ağlama nöbetleri, huzursuzluk ortak alanlarıdır. Bedensel olarak ortak bir şekilde huzursuzluk, uyku bozukluğu, panik atak görülebilir. Depresyonda daha çok olumsuz kendini değerlendirme söz konusudur, kaygı ise tehdit algısı ve belirsizliğe tahammülsüzlük ile vardır.