Sınavlarda başarısızlığın sebebi ebeveynler tarafından sıklıkla merak edilir. Aslında hayatımızın her döneminde öğrenme süreci içindeyiz. Potansiyelimizi belirleyen en büyük unsur nasıl ve ne kadar öğrendiğimiz iken öğrendiğimiz bilgileri kullanmamız performansımızı belirler. Öğrenme ise akıl, duygu ve davranışın birlikte hareket etmesi ile gerçekleşir.
Çocukların sınavlarda başarısızlığın sebebi olan kişinin kendisine “öğrendiklerimi uygulamayacağım”, “karşılaşacağım soruları çözemeyeceğim” gibi kuruntular ve batıl inançlar yaklaşmasıdır. Bu sınavlardaki başarısızlığın bilişsel taraflarından biridir ve bunun gibi olumsuz düşünceler kişinin dikkatinin dağılmasına sebebiyet vermektedir. Bu tarz bilişsel yapılara sahip çocuklar birçok alanda da kaygı sorunları ile karşılaşabilirler. Mücadele edemedikleri yoğun kaygı hissi sınavdan önceki gün; uykusuzluk, terleme, mide bulantısı, kâbus görme, çarpıntı gibi fizyolojik belirtiler gösterebilir. Davranışsal olarak ise; gerginlik, karamsarlık, sinirlilik, mutsuzluk, boş verme gibi belirtiler ile kendini belli eder. Tüm bu bilişsel yapının altında mükemmeliyetçilik yatıyor olabilir. Kendi değerini sınavın değeriyle zihninde birleştirmiş, “sınavdan iyi not almazsam ben hiçim” veya “sınavı yapamazsam aptalın tekiyim” gibi birçok farklı düşüncesi olabilir. Bunun gibi mantık dışı düşünceler sınavdan önce ve özellikle sınav anında kişinin zihnini meşgul ederek dikkatini toparlamasına engel olur. Kaygı bir noktada, kişiyi harekete geçiren bir unsur olduğu için başarı için gerekli bir unsur olarak görülür fakat burada kaygının miktarı ve yönetebilme gücü çok önemlidir.
Başka problemlerden birkaçı; çocuğun nasıl çalışacağını bilmemesi, kişilik özellikleri, plansız çalışması, hedefinin olmaması, arkadaş çevresi, okuldaki öğretmenlerin yapısı, ceza ve notlandırma sistemi, davranışsal bağımlılıklar ebeveyn tutumları, maddi ve manevi yetersizliklerdir.
Peki başka sebepler var mı? Sınav zamanlarında çocuklar ciddi stres, sıkıntı ve psikolojik baskıya maruz kalmaktadır. Bunun sebeplerinden bir diğeri ise çocuklara iyi bir eğitim alma amacıyla verilen yoğun ders programlarıdır. Ders programlarının içine hapsolmuş gibi hisseden çocukların stres seviyesi artmakta ve üzerlerinde bir baskıya sebebiyet vermektedir.
Başarılarının bir sıralamaya bağlı olması çocukların rekabet duygusunu körüklemekte ve hırs içinde günden güne tükenerek yarışmaya devam etmektedirler. Burada ebeveyn tutumları çok önemlidir. Çocuklarını sınav sonucu ne olursa olsun seveceklerini ve kötü geçen sınavların yolun sonu olmadığını çocukların yanlarında olarak belli etmeleri gerekmektedir. Araştırmalar, başarılarını öven ve başarısız olduğu durumlarda bunu kabul edip daha iyi olmak istiyor ise bunu nasıl yapacağı hakkında çocuklarıyla sohbet eden ailelerin çocuklarının sınavlara daha kaygısız girdiklerini gösteriyor.
Bir başka sebep ise Travma sonrası stres bozukluğudur. Kişinin geçmişte deneyimlediği onu çaresiz bırakan bir olay sonrasında kişinin hatırlatıcı olaylardan kaçınma, travmatik olayı sürekli olarak yeniden başlatma ve tepki göstermede artış veya azalış gibi işlevselliği bozan semptomlarla kendini göstermektedir.
Aklımıza gelecek birçok sebep olabilir ama arka plana atılmış ve sınav başarısına etkisinin büyük olduğu düşünülen bir başka sebep ise; Ergenlik.
Ergenlik kişinin vücudunda hormonların hızla değiştiği ve dolayısıyla gelişimsel özelliklerin arttığı bir dönemdir. Bununla birlikte kişi yoğun bir bilişsel ve psikolojik gelişime de maruz kalmaktadır. İçsel gerilimin yüksek olduğu bu dönem de çocukların isteklerinin başka tarafa yönelmesi ve yaşadıkları değişimler birleşince sınav başarısındaki düşüş oldukça mümkün gözükmektedir.
Bunların yanı sıra sınavda başarısız olmanın sebebi gelişimsel bozukluklardan kaynaklanıyor da olabilir. Öğrenme güçlüğü, zihinsel yetersizlikler ve dil ve konuşma bozuklukları bu bozuklardan birkaçıdır.