Anksiyete bozukluğu için psikolog arayışı içine giren danışanlara kısa bir bilgi vermek isterim. Öncelikle Latince ve Fransızca kökenine sahip anxiete nedeni olmayan korku, endişe demektir. Anksiyete ruhsal hastalıklarla ya da fiziksel hastalıklarla beraber de görülebilir. Örneğin majör depresif bozukluğu olan bir danışan anksiyeteye sahip olabilir. Travma sonrası stres bozukluğu olan danışanda anksiyete görülebilir.
Anksiyete bilinmeyen, içten gelen, müphem veya çatışmacı bir tehdide tepkidir. Bunu her insan hayatının her yerinde yaşayabilir. Anksiyete ve korkunu farkı; korku iyi bilinen, dışarıdan gelen açık veya çatışmacı olmayan tehdide verilen tepkidir.
Anksiyete bozukluğu olup olmadığını nasıl anlarım?
Anksiyete bozukluğu için psikolog aramadan önce anksiyete bozukluğunun en belirgin özelliklerinden bahsetmek isterim. Beden ağrıları anksiyete bozukluğunun en belirgin özellikleri arasındadır. Anksiyete bozukluğu olan danışanlar özellikle boyun, baş, karın ağrısı fazlasıyla yaşarılar.
- Anksiyetenin bazı fizyolojik belirtileri şöyledir:
- Kan basıncında yükselme
- Kalp atımının hızlanması
- Kaslarda gerginlik sonucu oluşan; titreme, seğirme, kas ağrıları ve sızıları, baş ağrısı.
- Kılların dikleşmesi
- Göz bebekleri genişlemesi
- Ağız kuruması
- Yüzde solukluk
- El ayalarında terleme
- Sık idrara çıkma
- Soluk daralması, başlıca fizyolojik tepkilerdir.
Danışmanlık merkezimize başvuru yapan danışanlarımız anksiyeteyi korku olmayan, bilinen, tanınan, duygulan, yaşanılan ama tanımlanamayan acayip duygu diye tanımlar. Mutsuzluk veya mutlu eden bir çok olaydan karşısında aşırı kaygı üzüntü duyabilirler. Her şeye üzülmekten üzüntüyü kontrol edememekten, tuhaf bir huzursuzluk duygusundan bahsederler. Aşırı heyecan, çabuk yorulma, tedirginlikten, çabuk irkilmekten söz ederler. Anksiyeteye sahip danışanlar her an sanki olumsuz bir olay olacakmış gibi hissedebilirler. Kapı zili çalsa telefon çalsa sanki kötü bir haber gelmiş gibi tepki verebilirler.
”İçime kapanıyorum. Çok sıkılıyorum. Yerimde duramıyorum. Bas bas bağırmak geliyor içimden, bir suç işlemişim sanki, bir sıkıntı, bir eziklik.” olarak tanımlayabiliyorlar. Kimi danışanlar kızarma, terleme, saklanacak bir yer arıyorum, vücudum kasılıyor, nefes alamıyorum olarak tanımlamaktadır.
Ne zaman bir uzmana danışmalıyım?
Sadece kaygı bozukluğu için değil çoğu bozuklukta aslında standart olarak kullandığımız bir ölçüm vardır. Akademik hayatı, romantik ilişkileri, sosyal ilişkileri, iş hayatını kısaca günlük hayatı etkilemeye başladığı zaman bir uzmandan destek almalılardır.