Emrehan MUTLU
Kategoriler
Uncategorized

Hello world!

Welcome to WordPress. This is your first post. Edit or delete it, then start writing!

Kategoriler
Uncategorized

Kadıköy Psikolog Randevu

Kadıköy İstanbul’un en gözde yerleşim yerlerinden biridir. Bu nüfus artışı beraberinde Kadıköy psikolog randevu ihtiyacını da beraberinde getirmektedir. Bu yazımda psikolog randevu sürecinin farklılıkları. Bireysel, çift, çocuk seanslarının nasıl gerçekleştiğini ele alacağım. Psikologlar uzmanlaştıkları alanlarda danışanlarına destek sunmaktadırlar. Kadıköy psikolog randevu talebinde bulunan aileler en çok çocuk-ergen ve bireysel görüşmeler için başvurdukları gözlemlerim sonucu ortaya çıkmıştır. En az başvurular çift danışmanlığı için olmaktadır. Bireysel danışmanlıklar kaygı, depresif duygu durumu, stresle başa çıkamama gibi konuları içerir. Çocuk başvuruları ise uyku bozukluğu, anneden ayrılamama, tuvalet problemleri , davranış bozukluğu gibi konulardan olabilmektedir.

Randevu Süreci Nasıl İşlemektedir

Randevu süreci için her psikolog kendi ekolünün yöntemini kullanmaktadır. Kimi psikolog danışan ile bire bir iletişime girerken kimi psikolog araya bir asistan koymaktadır. Ben süreçte müsaitlik durumum varsa özellikle kendim telefonda randevu almaya gayret gösteriyorum. Çünkü psikolog ve danışan arasındaki iletişimde telefonda konuşanların bile süreçte değeri olduğunu düşünmekteyim. Örneğin ”Çok acil bir psikolog ihtiyacımız var.” diye alınan bir randevu bana seans başlamadan önce durumun aciliyeti ile ilgili bilgi vermektedir.

Psikolog Randevusuna Gelen Danışan Önceden Hazırlık Yapmalı mıdır?

Kadıköy psikolog randevu ihtiyacı olan danışanlar için bu soru gündeme gelebilir. Bana genelde seanslarım arasında bir sonraki seansa yapması gereken bir hazırlık olup olmadıklarını danışanlarım soruyorlar. Danışmanlıklarımız sırasında kısıtlı vaktimiz oluyor. Kısıtlı vaktimiz olduğu için konuşulacak ele alınacak konu önceden seçilebilir. Bunun dışında psikologlar günlük tutmasını kimi zaman ister danışanlarının. Bununla ilgili zaten seanslarda önceden konuşuyorlar olurlar.

Psikologlar İlaç Yazabilirler Mi?

Sadece Kadıköy psikolog randevu talebinde bulunan kişiler değil psikoloji alanına ilgisi olanlar da bu soruyu sorabilirler. Biz psikologların hiç bir şekilde ilaç yazma yetkisi yoktur. Psikiyatr ilaçla terapiyi destekler. Kimi zaman hekimlerimizle koordineli bir şekilde çalışır danışan takibini gerçekleştiririz. İlaç müdahalesi istiyorsanız lütfen psikologdan değil bir hekimden randevu alınız. Konu ile gerekli açıklamayı TPD web sitesinden bulabilirsiniz.

Kadıköy Psikolog Randevu Nasıl Alırım?

Randevu için 05466700806 numaralı telefonu arayabilirsiniz. Merkezim Suadiye Bağdat Caddesi üzerinde Kadıköy’dedir. Çocuk, ergen, yetişkin çalışmaktayım.

Kategoriler
Uncategorized

Ataşehir Çocuk Psikoloğu

Psikolog Emrehan Mutlu

      Emrehan Mutlu Mersin’de doğdu, lise öğreniminin sonuna kadar Mersin’de yaşadı. İstanbul Aydın Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji bölümünü burslu kazanmasıyla İstanbul’a yerleşti. Lisans eğitimi sonrasında Marmara Üniversitesi’nde Aile Danışmanlığı eğitimini tamamlamış, Aile Danışmanı olmaya hak kazanmıştır. Lisans öğrenimini tamamladığı üniversitede Klinik Psikoloji master programına devam etmektedir. 

     Sadece Türk Psikologlar Derneği tarafından verilen WISC-4  Uygulayıcı test eğitimini tamamlamış ve şu an Türk Psikologlar Derneği üyesidir.

     Akredite Deneyimsel Oyun Terapisti Nilüfer Devecigil’den Deneyimsel Oyun Terapisi eğitimi almıştır. Çocuk ve ergenlerde travmanın etkileri üzerine araştırmalar yapmıştır. Sadece, Gelişimsel Çocuk Nörolojisi Derneği tarafından verilen 0-6 yaş gelişim tarama testi olan Denver-2 uygulayıcı sertifikasına sahiptir.

    Prof.Dr. Hakan Türkçapar’ın Çocuk ve Ergenlerde Bilişsel Davranışçı Terapi Eğitimin’de yer alan Bilişsel Davranışçı Terapinin Temel İlkeleri konulu eğitimine katılmıştır.

    Bilişsel Davranışçı Psikoterapiler Derneği’nin düzenlendiği Doç.Dr. Vahdet Görmez tarafından verilen, 80 saatlik Çocuk ve Ergenlerde Bilişsel Davranışçı Terapi Eğitimi’ne katılmıştır.

   Davranış bilimlerinin şirket içi büyümeye ve gelişime etkisi olduğu varsayımıyla şu an şirketlere çeşitli konularda eğitim ve mentorluk vermektedir.

      Eğitim öğretim hayatında:

  • Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi akut servisinde,
  • İstanbul Florence Nightingale Hastanesinde psikiyatri bölümünde, Etiler’de bulunan özel bir Psikolojik Danışmanlık Merkezi’nde klinik alanındaki stajlarını,
  • Atatürk Havaalanı, Tav Güvenlik Şirketleri’nin insan kaynakları  departmanında, personelin morali ve motivasyonu artışı ile ilgili çalışmalara katılarak Endüstriyel Psikoloji alanındaki stajlarını tamamlamıştır.

Devlet kurumunda görev yapmış:

  • Uyum Bozukluğu
  • Davranış Bozuklukları
  • Kişilik Bozuklukları
  • Depresyon
  • Yas
  • Travma Sonrası Stres Bozukluğu tanısı almış bireylerle çalışmıştır.

        Bu süreçte;

  • Moral ve motivasyonu arttırmak,
  • Kadına şiddete dikkat çekmek,
  • İntihar girişimleriyle mücadele etmek,
  • Alkol-madde bağımlılığını önlemek üzerine çok sayıda konferans verip 1000’den fazla bireyi bilgilendirmiştir.

Çocuklarında davranışsal ya da duygusal problemler gözlemleyen aileler Ataşehir çocuk psikoloğu arama eğilimi içine girmektedirler. Ataşehir gelişmiş şehir yapısı, parklara ve İstanbul’un diğer bölgelerine olan yakınlığı sebebi ile aileler tarafından tercih edilmektedir. Bu yazımda İstanbul’un özellikle yeni evlilik yapmış ailelerin gözde yeri olan Ataşehir çocuk psikoloğu arayan aileleri bilgilendiriyor olacağım.

Çocuk psikoloğu aldığı eğitimler ve deneyimleri sebebi ile yetişkin psikologlarından farklı bir şekilde çalışmaktadırlar. Aileler tarafından genelde karıştırılan kavram çocuk psikoloğu ile pedagog arasındaki kavramdır. 1980 yıllarında pedagoji bölümü ülkemizde kapatılmıştır. Ataşehir çocuk psikoloğu arayan aileler çocuk psikoloğu yerine pedagog talebinde bulunabiliyorlar. Şu an ülkemizde pedagogların yaptığı hizmeti çocuk psikologları yapmaktadır. Gerekli duyduğu takdirde çocuk psikologları çocuk ve ergen psikiyatristleriyle koordineli çalışmaktadırlar.

Her Psikolog Çocuklarla Çalışır mı?

Ataşehir çocuk psikoloğu arayan ailelerin zihninde bir takım sorular yer alabilir. Bu sorulardan biri psikologların çalışma alanı ile ilgilidir. Burada terapistin tercihi ve almış olduğu eğitimler önemli yer tutar. Psikologlar yetişkinler için Bilişsel Davranışçı Terapi, Dinamik Terapi, Aile Terapisi vs. eğitimi almış olabilir. Bu eğitimler çeşitli süzgeçten geçmez ise çocuklar üzerinde kullanımı zorlaşabilir. Çocuk ve Ergenlerde BDT, Çocuk Resimleri Analizi, Yönlendirmeli-Yönlendirmesiz Oyun Terapisi gibi eğitimleri almış olması gerekmektedir.

Bazı psikologların görüşleri ruhsal yapının bir bütün olduğu, insanın küçük yaşta içinde bulunduğu ruhsal yapı ile büyüdüğünde oluşturduğu yapı arasında fark olmadığını savunmaktadır. Bazı psikologlar ise bunun doğru olmadığını her gelişim evresinde farklı yaklaşılması gerektiğini savunmaktadır. Burada tercih psikoloğundur. Günümüzde klinik psikoloji yüksek lisans programlarının çok büyük bir kısmı yetişkin-çocuk ayrımını programda yapmayıp ders düzeyinde yapmaktadır.

Çocuk Psikologları Alanda Nasıl Yetkin Olabiliyorlar?

Ataşehir çocuk psikoloğu olan birey anaokullarında da danışmanlık vermektedir. Bu alanlarda da yetkinlik sağlayan psikologlar çeşitli eğitimler de alarak uzmanlaşmaktadırlar. Deneyimsel Oyun Terapisi, Çocuk Merkezli Oyun Terapisi, Filial Oyun Terapisi, Çocuk Ergen Bilişsel Davranışçı Terapi eğitimi yetkinlik sağlayan eğitim programlarıdır.

Çocuk psikologları kimi zaman aile danışmanlığı eğitimi de almış olmaktadırlar. Bu eğitim neticesinde aile ile çalışırken yönlendirmeler olasıdır.

Çocuk Psikologlarının Kullandığı Yöntemler

Çocuk psikologları kullandıkları çok fazla yöntem vardır. Aile ile görüşme yaptıktan sonra çocuklarla projektif ya da objektif testleri uygular.. Çocuğu oyun terapisi odasında ya da bireysel seans odalarında gözlemler. Aile ile görüşmesinde bu gözlemleri birleştirir. Gerekli gördüğü yerde psikiyatriye sevk eder.

Çocuklarla çalışırken sanatsal çalışmalar sürece dahil ol. Yetişkin seanslarından farklı olarak çok daha fazla boyama ve resim vardır. El işi kağıtları yardım eder sürece. Çocukların duygusal dünyasını aydınlatmak için oyuncaklardan da yardım alınmaktadır.

Kategoriler
Uncategorized

Bağdat Caddesi’nde Psikolog, EMDR Terapisi

Kadıköy yakınlarında ikamet eden bireyler Bağdat Caddesi’nde psikolog emdr terapisi arayabilmektedirler. Bu arayış çoğu zaman arama motorları ya da sosyal medya üzerinden gerçekleşmektedir.

Bağdat Caddesi üzerinde çalışmalarını sürdüren psikolog, sadece EMDR terapisi değil, Bilişsel Davranışçı Terapi, Dinamik Terapi, Varoluşsal Terapi gibi yöntemler tercih eder. Burada psikoloğun yetkinliğini ve yeterliliğini sorgulama hakkı danışana verilmiştir. Danışanlar gerekli gördükleri belgeleri (lisans diploması, eğitimlerine dahil belgeleri) psikologlarından talep edebilirler. Psikolog ile danışan arasında güvenin kurulması için danışanın aklında soru işaretlerinin giderilmesi psikolojik danışmanlık sürecine sağlıklı bir başlangıç yapmalarına sebep olacaktır.

Bağdat Caddesi’nde psikolog emdr terapisi arayışı içine giren danışanlar randevu aldıklarında sürecin nasıl işleyeceğini merak etmekle beraber ilk seansa her hangi bir hazırlık yapıp yapmayacakları sorusu da akıllarına gelme ihtimali vardır.

Ben zaman bakımından müsait olduğum sürece randevuları bizzat kendim alıyorum. Aslında psikolog başvuru süreci EMDR terapi, Bilişsel Davranışçı Terapi fark etmeksizin telefonda başlamaktadır. Başvuru sürecine başlayacak danışanın ad soyad, doğum tarihi bilgileri telefonda alınmaktadır. Ardından bilgilendirici mesajlar kurum tarafından danışana iletilmektedir.

Peki Bağdat Caddesi’nde psikolog emdr terapisi arayan aileler veya bireyleri psikolojik danışmanlık sürecinde neler beklemektedir, biraz onu ele alacağım. Genelde yoğun anksiyete bozukluğu yaşayan danışanlar bu tarz kaygı soruları üretme eğilimi gösterebilirler. Terapi yaklaşımlarının bir yerde insancıl tarafı vardır. Eğer ki terapiye bir hazırlık yapılacaksa psikolog telefonda bilgilendirme yapmaktadır. Kaygılı olan danışanlar bir şeyleri yanlış yapmaktan korkmaktadırlar. Burada akıllarına takılan soruları randevu aldıkları psikoloğa yöneltebilirler. Psikologlar danışanlar ilk seansa gelirken onlardan bir hazırlık istemezler.

Kimi zaman psikolojik danışmanlık sırasında kullanılan ekol doğrultusunda danışana ödev verilmektedir. Bu ödevler sürece yardımcıdır. Danışan bu ödevlere özen gösterdiği sürece psikolojik danışmanlık süreci belirlenen hedefe gitmesi kolaylaşır. Danışanın etkin katılımı danışmanlık sürecinde önemli yere sahiptir.

Kategoriler
Uncategorized

Sosyal Fobi, Sosyal Anksiyete ve Oyun Bağımlılığı

Sosyal fobi yani sosyal anksiyete bozukluğunun oyun bağımlılığı ile bir bağlantısı var mı? Sorusu sosyal hayattan çekilmiş bireyler için cevaplarını aradıkları sorular arasındadır. Sosyal anlamdaki boyutuna girmeden önce anksiyete ne demek? korku ne demek? bunlardan bahsetmek isterim.

Anksiyete aslında karmaşık bir duygudurum halidir. Normal koşullarda da ortaya çıkabilir anormal koşullarda da. Kendini düşüncede, duyguda ve bedende gösterir. Buna takip çeşitli davranış örüntüleri de gelişir. Uyanıklık artışı, otonomik etkinlik, kendini kötü hissetme olarak vardır. Detaylı anksiyete hakkındaki yazıma buradan ulaşabilirsiniz.

Anksiyete ve korku arasındaki fark nedir? Sosyal fobide anksiyete nasıldır?

Öncelikle anksiyeteyi ontolojik anlamıyla anlamak gerekir. Bu korku ve anksiyete arasındaki farka ışık tutar. Burada deneyimle alakalı bir durum yoktur. Örneğin çok sevdiğiniz bir arkadaşınız doğum gününüzü kutlamadı. Ogün ha geldi ha gelecek mesajı bir dişçinin dolgu yapmadan önce iğneyle yanınıza yaklaşmasıyla gelen korku kadar yoğun değildir. Fakat hiçe sayılmak yüzünden içini kemiren tehdit muhtemelen bütün gün ona eşlik edecektir. Yatağa kadar onunla eşlik edecektir. Belki rüyasında arkadaşının ona doğum günü mesajı attığını görecektir. Oysa korku daha büyük gibi görünse de dişçinin kapısından çıktıktan sonra geçer gider. Aradaki fark anksiyetenin kişinn öz saygısının merkezindeki çekirdeğe ve benlik olarak değer duygusuna darbe indirmesidir.

Korku bireyin varoluşunun dışındadır. Nesneleştirilebilir ve birey onun dışına çıkıp ona bakabilir. Anksiyete ise zamanı bozar. Korku dediğimiz diğer duygulanım ve tepkiler arasında herhangi bir duygulanımdır. Fakat anksiyete varlığın ta kendisine bir tehdittir.

Anksiyetenin varoluşcu kısmını anladığımıza sosyal fobide anksiyete düzeyine geçebiliriz. Peki bu anksiyete sosyal fobisi olan bireye ne yaptırır? Sosyal fobi sosyal anksiyete üzerinde etki etmesiyle beraber oyun bağımlılığını arttırmaktadır. Biraz sonraki başlıkta bunu detaylı inceleyeceğim fakat bu bireyler hayatta nelerden kaçınır biraz bahsetmek isterim.

  • Sosyal fobi sahibi bireyler karşı cinsle etkileşimden yoğun bir şekilde kaçınırlar.
  • Evlenmek istemezler. Düğünlerinde kendilerini düşünmek bile onları rahatsız etmektedir.
  • Yemekhane gibi toplu yemek yenilen yerlerde en arkada oturma ve yemek yeme eğilimi gösterirler.
  • Çok ihtiyacı olmadığı sürece misafirlikte tuvaleti kullanmamayı tercih ederler.
  • Sunum yapacakları günler yoğun karın ağrısı ve stres hissederler. Hatta bu stres onlara bu sunum ödevi vermesiyle başlar. Sunum gününe doğru artar.
  • AVM, kafe gibi yerler onlar için son derece streslidir. Akıllarından yanlış yapacakları, düşecekleri bir şeyler yapabilecekleri geçer.
  • Eleştirilmeye, olumsuz değerlendirilmeye, reddedilmeye karşı aşırı duyarlıdırlar.
  • Kendilerini sosyal ortamda savunmakta güçlük çekerler. Çoğu zaman sosyal ortamda olan bir olayı akşam yatana kadar zihinlerinde keşkeler eşliğinde kurarlar canlandırırlar.

Sosyal fobi nedir? kendiliğinden geçer mi? Psikolog desteği almalı mıyım? Oyun bağımlılığı ile ilişkisi nedir?

Sosyal fobi bir başka deyişle bakılma korkusudur. Sosyal anksiyeteyi arttıran insanların gözlerinin bireyin üzerinde olmasıdır. Ya da olabilme ihtimali. İlginçtir ki bu sadece insana özgü bir özellik değildir. Hemen hemen her hayvan türünde bir çok gözün onları seyretmesi rahatsızlık verir. Bakışın anlamı tanıdık gelmediği durumlarda bu anksiyete artar. Sosyal fobik danışanlar; hayatın içindeki sıradan davranışları (yemek yemek, otobüse binmek, umumi tuvalet kullanma vs. ) gibi durumlarda insanların aşırı bir şekilde kendilerini inceledikleri düşüncesine sahiptirler. Sosyal fobi, sosyal anksiyete bozukluğu en sık rastlanılan ruhsal bozukluklar arasında yer almaktadır.

Sosyal fobi yani sosyal anksiyete bozukluğu oyun bağımlılığı ile çoğu zaman eşlik eder. Aslında karşılıklı olarak birbirlerini etkilerler. Sosyal fobiye sahip birey evden çıkmak istemez. Sosyal ortamın tehlikeli, yorucu hatta çoğu zaman utanç verici tarafları olduğuna inanır. Fakat şurası bir gerçektir: sosyalleşmek insan için ihtiyaçtır. Suyu içmekten korkmak gibi aslında. Buradan baktığımızda sosyal fobi ile oyun bağımlılığı arasındaki ilişkiyi anlamak mümkündür.

Bir ihtiyaç var ve giderilmesi gerekiyor bunu sağlamanın en kolay yolu ise bilgisayarlardan, tabletlerden geçiyor. Burada neden oyun? Dediğinizi duyar gibiyim. Oyun bağımlılığı dışarıdan bakınca üç beş savaşçının belli adamları öldürmesi gibi görünüyor fakat oyun bağımlılığına sahip çocuklarda ve yetişkinlerde bu farklı anlam ifade ediyor. Oyun çocuğa ya da yetişkine oynanan oyuna göre bir prestij veriyor. Hatta online oyunlar sosyalleştiriyor. Yani sosyal ihtiyacı da karşılıyor. Oyundaki küçük gruplar savaş ekipler aidiyet ihtiyacını karşılıyor. Oradaki heyecan günlük hayatta aradığı dopamini fazlasıyla doyururken, arkadaş grupları ile de yalnızlığını gidermiş oluyor. Buranın sanal ortamda olması da aslında anksiyeteyi minimun düzeye düşürüyor. Çünkü birinin gözlerinin içine bakarak konuşmak stres gerektiriyor. Sosyal fobiye sahip bireyler akan olumsuz otomatik düşüncelere oyun bağımlılığına yönelerek böyle bir önlem alabiliyorlar.

Bireyin hayatında önemli zorlayıcı bir hayat deneyimi yoksa sosyal fobi kendiliğinden geçmiyor. Hatta oyun bağımlılığı sonucu sosyal anksiyete artması sebebiyle sosyal fobi artar.

Çözümü var mı?

Sadece oyun bağımlılığı eşlik eden danışanlarımda ona uygun bir plan yaparım. Eğer oyun bağımlılığı sosyal fobi yani sosyal anksiyete bozukluğunun bir sonucu ise temelindeki probleme müdahale etmek gerekir. EMDR yöntemi ve Bilişsel Davranışçı Terapi yöntemi verim aldığım yaklaşımlar arasındadır.

Psk. Emrehan Mutlu

Suadiye Mah. Bağdat Caddesi No 401 Daire 8

Kadıköy / İstanbul

Otantik Psikoloji

Kategoriler
Uncategorized

5 Maddede Online Psikolog

Bu yazımda biraz online psikolog desteğinden aslında Türkçe adıyla çevrimiçi psikolog desteğinden bahsetmek isterim. Hatta yüz yüze olan seanslardan farkını ve benzerliklerini avantajlarını ve dezavantajlarını sizlere paylaşacağım.

Corona Virüs Pandemisi sebebiyle hayatımızda bir hayli değişiklikler oldu. Online ana okulları, online üniversiteler, kurslar, eğitimler derken psikolog, psikiyatrlar da online terapi yapmaya başladılar. Hadi gelin beraber online psikolog desteğini enine boyuna masaya yatıralım.

Online Psikolog Desteğinin Avantajları ve Dezavantajları neler?

İnsanın varoluşundan beri yenilik demek huzursuzluk demektir. Zihnimiz yeniliği fazla sevmez. Çünkü yenilik demek bir yerlerde tehlikeli bir şeyler olabileceği demektir. Kurulan düzen konforludur. Yüz yüze psikolog desteği alan danışanlar bu yeni ortamı biraz garipseyebilirler. Fakat pandemi sürecinden önce de online destek verdiğim için geniş bir çerçeveden avantajlarını ve dezavantajlarını sizlere paylaşacağım.

Dezavantaj

Sana bir iyi bir de kötü haberim var dediklerinde kötü haberden başla derler ya ben de sizlere dezavantajlarından başlayacağım. Ergen seansları yaptığım sırada konuştuğumuz konular ev içindeki huzursuzluklar oluyor. Bu konuları aynı ev içinde konuşurken bazen ergen danışanlarımı rahat olmadıklarını gözlemliyorum. Aynı durum çiftler içinde geçerli. Seans odasının mahremi vardır. Bir özeli vardır. Ve burada danışan kendine dahi bahsedemediği duygularını ve düşüncelerini psikoloğa aktarır. Burada aslında online ortamın çoğunlukla evde olması bir rahatsızlık sebebi yaratabilir.

Bir başka dezavantajı ise üç boyuttan iki boyuta taşınmak. Danışan hayatında yaşadığı problemleri çoğunlukla üç boyutlu dünyada yaşamıştır. İhmal, istismar, travmalar, toxic ebeveyn tutumları… Bunların yaşandığı dünya üç boyutludur. Üç boyutlu dünyada yaşananların üç boyutlu dünyada deneyimleyip çözülmesi küçük bir kısım da olsa bazı danışanlar için biraz daha kolay olabiliyor.

Avantaj

Avantajlarından bahsetmek gerekirse özellikle İstanbul’da yaşayan ve psikolog desteği almak isteyen danışanlar için zamandan tasarruf sağlamaktadır. Bazen İstanbul içinde bir yerde bir yere gitmek yarım günü almaktadır. Bu da danışmanlık merkezlerinin cumartesi yoğun olmasına sebebiyet vermektedir. Online psikolog desteği hem cumartesi yoğunluğunu azaltmış hem de danışana zaman tasarrufu sağlamıştır.

Kimi danışanlar iş çıkışında psikoloğa gitmektedirler. Bazen biraz dinlenip seansa girmek isteyebiliyorlar fakat pek zamanları kalmıyor. Evde dinlenmiş bir şekilde seanslara katılmak böyle danışanlar için avantaj olabiliyor.

Ev ortamının verdiği dezavantajı anlatmışken ev ortamının verdiği avantajlara da değinmek isterim. Ergenlerle çalışan bir psikolog olarak kimi zaman çocuklarla problemleriyle başa çıkması için içsel bir kaynak ararız. Kimi zaman çocuklar içsel bir kaynak bulamaz dışsal kaynaklarının olduğunu söylerler. Örneğin anne, baba, arkadaş dışsal kaynak iken; kedi, köpek, balık, ayıcık da kimi zaman dışsal kaynak olabiliyor. Bu kaynakları çocuklarla çalışırken biz psikologlar kullanıyoruz. Seans sırasında kedisinin kucağına alan bir çocuk kendini daha güvende hissedebiliyor.

Hangi programlar üzerinden sağlanıyor? Kaç Dakika Sürüyor?

Ben online seanslarımı genelde zoom programı üzerinden gerçekleştiriyorum. Whatsapp görüntülü konuşma, Skype programı da alternatif olarak kullanmaktayım.

Görüşmeler 50 dakika sürmektedir. EMDR yöntemi ile çalıştığım danışanlarda kimi seanslarda bu 1 saat 20 dakikaya kadar çıkmaktadır.

Seans Sırasında Ya Teknik Arıza Yaşarsam?

Online seanslarda bağlantı kopması, donma, ses problemleri yaşanabiliyor. Bu problemler gerçekten seansın gidişatını etkileyecek türde ise danışan ve psikolog bir tarih belirleyerek yakın zamana bir telafi seansı oluştururlar.. Danışan ve psikolog ortak karar ile seans süresine gerekli zamanı ekler. Böylece problemi aşarlar.

Online Ortamda Ya Kendimi Rahat Hissetmezsem? Duygularımı Açamazsam?

Bu soruyu ve bir önceki soruyu sık soran danışanlarımızın aslında bazı ortak özellikleri olduğunu gözlemledim. Kaygı seviyesi çok yüksek olan danışanlar zaten yüz yüze psikolog desteği alırken bile çok fazla kararsız kalabiliyorlar. Psikolog seçimi yaparken, psikolojik destek sürecine başlarken hep bir ”Ya … ” treni aktif oluyor. Ya bana iyi gelmezse, ya yanlış yöntem uygulanırsa, ya daha kötü olursam bu cümleler aslında yoğun kaygı bozukluğu yaşayan danışanların istemsizce aklına gelen olumsuz otomatik düşüncelerdir.

Online ortamda duygu aktarımı yüz yüze seanslardan farklı değildir. Hatta sosyal kaygı bozukluğuna sahip danışanlar online seanslarda düşüncelerini çok daha kolay ifade edebilirler.

Çocuklar online psikolog desteğinden verim alabilirler mi?

Online seanslar oyun terapisi ile çalışan çok fazla meslektaşım vardır. Ben yetişkin ve ergen seanslarında online desteğin uygun olabileceğini düşünüyorum. Fakat oyun seanslarını için online destek son ihtimal olarak değerlendiririm. Oyun terapisi seanslarının kendisine özgü odası olması, kendisine özgü oyuncakları ve metaforları olması online olarak yapılmasını biraz güçleştireceğini düşünmekteyim. Yine de insan esneyebilen bir canlı olduğunu unutmamak gerekir. Sınırları esnetmek, uyum sağlamak psikolojik sağlamlığımız için değerlidir.

Psk. Emrehan Mutlu

Suadiye Mah. Bağdat Caddesi. No:401 Daire:8 Kadıköy / İstanbul

Otantik Psikoloji

Kategoriler
Uncategorized

Çocuğumu Ne Zaman Psikoloğa Götürmeliyim?

5 Maddede Ebeveynler Ne Zaman Çocukları İçin Destek Almalı

Çocuğumu psikoloğa ne zaman götürmeliyim? Sorusu evde çocuklarıyla alakalı problemler yaşayan ailelerce sorular sorulardan biridir. Anne olmak beraberinde bir takım inançlar ve duyguları getirmektedir. Gerek kültür, gerek annenin içsel dünyası bebeği ile ilgili kendisine bir hayli sorumluluk yüklemektedir. Anne çoğu zaman kendine ayıracağı vakitler ve çocuğuna ayırması gereken vakitler ile ilgili içsel çatışmaya girmektedir. Bu çatışma beraberinde annenin içsel dünyasında kimi zaman suçluluk kimi zaman yetersizlik hissini doğurmaktadır. Çocuğumu psikoloğa götürmeli miyim? Götürmemeli miyim? İkileminde kalan anneler bu yetersizlik ve suçluluk duygusu sonucu fark etmeden kendi ruhsal yıkımlarına sebep olmaktadırlar.

1) Uyku Problemleri

Rem uykusu dediğimiz bir evrede gün içinde yaşananlar beynin hipokampüs bölgesinden geçerek işlevsel hale gelir. Rem uykusu derinliği gün içinde yaşananları sindirme ve anlamlandırma için çok önemlidir. Bundan da anlayacağımız üzere sağlıklı uyku beraberinde sağlıklı ruhsal yapıya da işaret eder. Çocuğun içinde bulunduğu sağlıksız ruhsal yapı uyumasına engel olur.

İyi uyku gün içinde duygusal dengemizi korumamıza yardımcı olur. Uykusunu iyi alamayan çocuklar duygusal dengelerini korumakta güçlük çekerler. Burada bir kısır döngü oluşur. Çocuk içinde bulunduğu ve çıkamadığı ruhsal yapısı sonucu uyku düzeni bozulur, uyku düzeni bozulan çocuğun duygusal dengesini kuramaması sonucu ruhsal yapısı daha da çöker. Yalnız yatamama, uykuya dalmada güçlük, sabah çok erken saatte kalkma, gece ağlama nöbetleri uyku problemleri arasındadır. Bu problem artık bir uzmandan destek alınması gerektiğinin zillerini çalmaktadır.

2) Akran Problemleri

Çocuğumu psikoloğa ne zaman psikoloğa götürmeliyim sorusunun cevabını ailenin bulamayışının bir çok sebebi vardır. Bunlardan biri ise problemin belli çevrede olup belli çevrede olmayışıdır. Örneğin evde gayet uyumlu bir çocuk iken arkadaş edinememe, kalabalık arkadaş grubuna girememe, arkadaşlarıyla iletişim kuramama sorunlar ortaya çıkar. Yani bir sorun kimi zaman sadece belli çevre koşullar varken oraya çıkar.

Arkadaş edinememe, arkadaş gruplarının arasına girememe, arkadaşlarıyla iletişim güçlükleri bize hem dışa atım problemlerini hem de içe atım problemlerini gösterebilir. Yani bu bir davranış problemi olabilir. Arkadaşlarına vurma, tükürme gibi davranışları çocuğun toplumdan soyutlanmasına sebep olur. Dışa atım problemleri yerine bir içe atım problemi olan sosyal fobi eşlik ediyor olabilir. Sosyal fobi çocukların sosyal ortamda çekingen, utangaç kalmalarına sebep olur. Bu da çocukları sınıfta hayalet çocuk, varlığı yokluğu belli değil gibi etiketlere maruz bırakır.

Çocuğunuzun akranları ile alakalı problemleri olduğunu düşünüyorsanız bir uzmandan destek alabilirsiniz.

3) Aile İçi Giderek Artan Problemler

Kimi zaman çocuğun içinde bulunduğu çatışmalı ruhsal yapı aile dinamiklerini olumsuz etkilemektedir. Bunun tersi de mümkündür. Örneğin yatağında yatmaktan korkan bir çocuk sürekli anne baba ile yatmak için ısrarcı taleplerde bulunur. Bu durum anne baba arasındaki cinsel hayatı olumsuz etkiler. Böyle anne-babalar cinsel hayatlarında tutkunun git gide azaldıklarını tarif ederler.

Karşıt gelme bozukluğuna sahip bir çocuk ev içinde sürekli tartışma yaratmak, inatlaşmak için psikopatolojisi gereği ortam arar. Buna ek olarak bu ortamları iyi değerlendirir. Sınır almak istemez. Sürekli aile ile zıt fikirler halindedir. Bu durum ebeveynlere disiplin anlayışını sorgulatır. Çoğu zaman kendi otoritelerini kaybetmiş, yetersiz ve umutsuz hissederler. Çocuğun problemine doğru yaklaşım aile içindeki umutsuzluğu da çözmektedir.

Depresyon hayattan keyif alamama, mutsuzluk, motor işlevlerde yavaşlama, düşüncede yavaşlama içerek ruhsal bir sorundur. Mesela depresyonda olan bir çocuk ev içinde sık sık öfke patlaması geçirir. Bu durum aile bireylerinin duygu durumunu olumsuz etkiler. Öfke patlaması ile başa çıkamayan anne kimi zaman böyle durumlarda çocuğuna yaklaşımında tahammülsüz olabilir. Anne ve babanın kimi zaman haklı tahammülsüzlükleri çocuğun içinde bulunduğu depresif ruh halini besler.

Ev içinde problemlerin artması gözlemlendiğinde bir uzmandan destek alınması gerekmektedir.

4) Bağımlılıklar

Günümüzde çocuklar ve bağımlılık deyince akla telefon, tablet, oyun gelmektedir. Gerçekten de bu durum neredeyse her ruhsal patolojiye eşlik etmektedir.

  • Depresyonda olan bir çocuk günlük hayatın keyifsizliğinden kaçmak için
  • Kaygılı bir çocuk duygularını dengeleyebilmek için
  • Sosyal fobisi olan bir çocuk sosyal ihtiyacını karşılayabilmesi için ekran bağımlılığı geliştirir.

Ekran bağımlılığı bir yerde sınır problemidir. Bu durumu ebeveynin otoritesini almak istemeyen çocuklarda sık gözleriz. Bu tarz çocukların ergenlikte isyanı ağır olma ihtimali vardır.

5) Akademik Sorunlar

Çocukların akademik anlamda yaşadıkları problemleri ileride daha fazla çalışarak toparlama ihtimalleri vardır. Fakat problem gerçekleşirken duygusal olarak aldığı yaraları toparlamada güçlük çekerler. Çocuklar kimi zaman akademik güçlükler sebebiyle sınıfta travmatik durumlara maruz kalır. Bu tarz anılar olumsuz düşünce sistemini oluşmasına sebep olur.

Derse odaklanama, dersi dinleyememe, ödevlerini yapamama, yapmak istememe sık rastlanılan akademik problemler arasındadır. Bu durumun Dikkat Eksikliği Bozukluğu olma ihtimali vardır. Akademik anlamda güçlük çeken çocuklar için aileler bir uzmandan destek almalıdır.

Psk. Emrehan Mutlu

Suadiye Mah. Bağdat Caddesi No:401 Kadıköy / İstanbul

Farklı konularla ilgili paylaşımlarımı için buradan sosyal medya hesabımı takip ediniz.

Kategoriler
Uncategorized

Dikkat Eksikliği

Dikkat eksikliği çocuk psikiyatri kliniklerine ve psikolojik danışmanlık merkezlerine başvuru sebeplerin başında gelmektedir. Aile dikkat eksikliğini olabileceğini akademik açıdan problemler yaşandığında fark eder. Ödevlerinin başına bir dakika bile oturtamıyoruz, derslere karşı ilgisiz, sürekli telefonla meşgul şeklinde tanımlama eğilimi gösteriyorlar. Bu sebeple çocukları için psikolog başvurusu yapma ihtiyacı hissederler.

Dikkat eksikliği semptom mu? Tanı mı?

Öncelikle semptom ve tanı kelimesini biraz açmak isterim. Aileler burayı ayırt edemeyebilirler bu çok doğaldır. Uzmanlar da detaylı bir gözlem yapmadan dikkat eksikliğine müdahale etmezler. Semptom bir belirti, yani bulgudur. Örneğin Corona Virüsü’nün bir semptomu ateşin yükselmesidir. Öyleyse Corona Virüs burada tanıdır. Tanı içinde bulunan durumun literatürdeki ismini koymaktır. Dikkat eksikliği hem semptomdur, hem tanıdır. Örneğin aşırı kaygılı olan çocuklarda da dikkatlerinde azalma olur, depresyonda olan çocuklar da bilişsel anlamda yavaşlama dikkat eksikliğine sebep olur. Travma yaşamış çocuklarda dikkat eksikliği kendini gösterir. Bunlarla beraber DEB dediğimiz Dikkat Eksikliği Bozukluğu ise başlı başına bir tanıdır.

Dikkat Eksikliği Bozukluğuna Ne Sebep Olan Etmenler Nelerdir?

Uzun yıllar uzmanlar bu konu üzerinde bir çok kez araştırmalar yapmıştır. Kimi zaman yetimhanedeki çocuklar incelenmiş, kimi zaman ikizlerle çalışılmıştır. Uzmanlar bu duruma tek bir etken değil birden fazla etkenin sebep olduğu kanısına varmışlardır. Araştırmalar hala sürmektedir. Araştırmaların en çok yoğunlaştığı ve etkili olduğunu düşündüğü alanlar şu şekildedir:

  • Genetik yük
  • Doğum öncesi ve sonrası oluşan travmalar
  • İhmal, istismar
  • Santral sinir sistemi enfeskiyonları
  • Sosyoekonomik sebeplerden immun sistemi baskı altına kalmış kişiler
  • Kurşun zehirlenmeleri

Dikkat eksikliğine psikolog nasıl yaklaşır?

Öncelikle burada çocuğun yaşı, gelişim dönemi baz alınmaktadır. Anaokulundaki bir çocuğa yapılan müdahale ile lise sınavına hazırlanan ergene yapılan müdahale aynı değildir. Aileden detaylı öykü almak, gözlem yapmak elzemdir. Burada dikkat eksikliğinin nöroloji temelli mi yoksa bir bozukluğun semptomumu olduğuna karar verilmesi gerekir. Dikkat eksikliği bozukluğunu ayırt etmede kullanılan ölçekler:

  • Moxo Dikkat Testi
  • Çocuk-Ergen Depresyon Anksiyete Ölçeği
  • Beck Anksiyete Ölçeği
  • Wisc-4 Zeka Testi

Dikkat eksikliğinde ilaç kullanmak şart mı?

Dikkat Eksikliği Bozukluğu için ilaç kullanmak kimi zaman şarttır. Kimi zaman ise değildir. Bunu çocuk ve ergen psikiyatri hekimi karar vermektedir. Bunun için aile ile görüşme sağlar. Psikiyatrist ilaç dozunu yazın düşürülüp, akademik anlamda yoğun olunan zamanda arttırır.

Dikkat eksikliği bozukluğu tanısı almış çocukların aileleri çocuklarına nasıl yaklaşmalıdır?

Kimi zaman aileler çocuklarını uzmana çok geç götürebiliyorlar. Bu süreçte çocuk akademik hayatında, evde, sosyal hayatında defalarca etiketlenmiş oluyor. Böyle çocuklar sınıfta anlamıyor, dinlemiyor, tembel, yaramaz olarak kategorize edilemiyorlar. Burada çocuğun en çok benliği incinmektedir. Akademik anlamdaki problemler bir şekilde ileride düzenlenir. Fakat çocuğun incinmiş yapısı ne yazık ki kolay kolay onarılmamaktadır.

Dikkat eksikliği bozukluğu tanısı alınmış çocuklar psikoloğa başvuru yapmadan önce defalarca çevre tarafından ezilmiş çocuklar olabilir. Bu sebeple ailelerin böyle çocukların daha çok takdire ihtiyacı olduğunu unutmamalıdır. Aileler çocuklarına ”Ben de başarabiliyorum.” hissini vermelidirler. Bu çocukların hayatlarında en çok buna ihtiyaçları vardır.

Ruhsal anlamdaki ihtiyaçlardan bahsettikten sonra akademik açıdan nasıl yardım konusuna şöyle bahsetmek isterim. Derslerinde ve ödevlerini yapmada güçlük çeken bu çocuklara ödev ablası ya da abisi eşlik etmelidir.

Kategoriler
Uncategorized

Oyun Terapisi

Oyun terapisi psikologlar tarafından sıklıkla kullanılan bir psikolojik danışmanlık yaklaşımıdır. Çocuklar kendilerini en iyi oyunun metaforik dünyasında anlatırlar. Burada ”metafor” kelimesine dikkat çekmek isterim. Zira biz oyun terapisinde bu kelimeyi aile ile seanslarımızda defalarca kullanıyoruz. Kendi notlarımıza defalarca yazıyoruz. Çünkü oyun terapisinde doğrudan anlatım yoktur. Dolaylı anlatım mevcuttur. Oyuncaklar, kuklalar, kum oyun terapisinde hepsi birer metafor aracıdır. Hatta odadan çıkmak istememek, oyun odasına girmek istememek, oyunda sınırları ihlal etmek bile birer metafordur.

Oyun terapisinde bir çok yaklaşım vardır. Yaklaşımlar aslında hep aynı amaca yöneliktir; çocuğun içinde bulunduğu ruhsal sıkıntısından onu kurtarmak. Çocuk psikoloğu bunu oyun terapisi ile yaparken aile görüşmelerinde çocuğun kendini ifade edeceği sağlıklı yuva hazırlar. Çocuk terapisti çocuğun dağılan ruhsal yapısına ve ebeveyn görüşmelerinde aile dinamiklerine müdahale eder.

Oyun Terapisine Ne Zaman Başlanmalı? Oyun Terapisi Hangi Yaş Grubu İçin Uygundur?

Her çocuk zaman zaman duygusal dengeyi kaybeder. Her çocuk zaman zaman öfkelenir zaman zaman uyumaz. Nadir de olsa öfkesini davranışlarıyla ifade eder vurur ve her çocuk kaygılanır, korkar. Bu saydıklarım aslında yetişkinler için de geçerlidir. Fakat çocuğun gelişim aşamasında normal saydığımız bazı durumlar vardır. Örneğin 0-2 yaş bağlanma, 2-4 yaş ayrışma yaşıdır. 4 yaşından sonra çocuğun kendi yatağında yatması gerekir.. 2,5 – 3 yaşa kadar tuvalet eğitimi alması gerekir.

Oyun terapisti kendi formülasyonunu yaparken bu skalalara göz önünde bulundurur. 6 yaşına gelmiş bir çocuğun hala kendi yatağında yatamaması olağan karşılanması gereken bir durum değildir. 5 yaşındaki bir çocuğun kaka kaçırması olağan bir durum değildir. Konuşarak kendisini ifade etmeye başlayan bir çocuk duygularını vurarak ifade etmesi arkadaşları arasında problem yaratacaktır.

Çocuk psikoloğu tam olarak da buralara bakar. Gelişim aşamasını dikkate alır. Normal ile anormal gelişimi ayırır. Aileye bunu açıklar.

Oyun terapisi 30 aylık bir çocuk için uygundur. Bu yaşlarda çocuklarda sembolik ifade gelişmeye başlamıştır. Oyun terapisinde de ihtiyacımız olan sembolik ifade ve rol yapma becerisidir. Zaten oyun dediğimiz de tam olarak budur. 10 yaş hatta 11 yaşa kadar oyun terapisinden çocuklar faydalanabilirler. Yetişkin terapisinde de kimi zaman kum tepsisinden faydalanan ekoller vardır.

Oyun Terapisi Hangi Sorunlarda Etkilidir? Sürece Başlamak İçin Çocuğun Bir Sorunu Olması Gerekir Mi?

  • Yalnız yatamama
  • Kaygı
  • Yas
  • Travma (İhmal, istismar, ameliyat, kaza, doğal afetler, internet üzerinde yaşına uygun olmayan videoya maruz kalma)
  • Korku (Ölüm korkusu, tuvalet korkusu)
  • Dikkat problemleri
  • Mutsuzluk, hayattan keyif alamama
  • Alt ıslatma, kaka kaçırma
  • Sürekli ağlama nöbetleri
  • Davranım bozuklukları
  • Okul reddi
  • Sosyal problemler
  • Takıntılar

Kimi zaman bilinçli aileler tedbir amaçlı çocuklarını oyun terapisine getirebiliyorlar. Örneğin boşanma aşamasında olan çocuğun minimum düzeyde etkilenmesi, kardeş doğumunda travmayı çözümleyebilmesi gibi sebepler olabilir. Çocuklar hayatlarındaki bu travmatik durumları sağlıklı bir şekilde atlatmak için oyun terapisine alınabilir.

Oyun Terapisi Süreci Nasıl İşler?

Her oyun terapisi yaklaşımının farklı işleyişi vardır. Aslında bu problemi farklı yollardan çözmeye benzer. Ben Deneyimsel Oyun Terapisi yaklaşımını kullanıyorum. Bu yaklaşımda ilk seans sadece ebeveyne ayrılır. Terapiye ebeveyn ile başlamak aile içi dinamikleri tanımak, çocuk ile alakalı geniş öyküyü almak için çok değerlidir. Sürece büyük katkısı vardır. Aileyi ve çocuğun içinde bulunduğu durumu analiz eden psikolog müdahalesini ona uygun bir biçimde yapacaktır.

Daha sonraki seanslar çocuk ile oyun terapisine başlanır. 40 dakika oyun terapisi 20 dakika ebeveyn görüşmesi olarak planlanır. Gerekli duyulduğu takdirde aile ile tekrar bir seans görüşme sağlanır.

Oyun Terapisine Çocuğumu Götürürken Aile Ne Demeli? Ne Dememeli?

Her terapi yaklaşımında olduğu gibi oyun terapisinde de ilişki kurmak, çocuğun psikoloğuna güvenmesi problemin çözümünün anahtarıdır. Ailenin çocuk terapistinin öğretmenden, eğitmenden, arkadaştan farklı olduğunu bilmesi gerekir. Çocuğu problemlerini çözen oyun terapisti ile kurduğu bağ ve güvendir. Bu yüzden doktora, psikoloğa, tedaviye gitmek şeklinde çocuğa bir açıklama yapılmamalıdır. Nereye gidiyoruz? Diyen çocuğa ”Bir abi var. Seninle oynamak istiyor. Onun yanına gidiyoruz.” denmesi gayet açıklayıcı olacaktır.

Oyun Terapisi Ne Kadar Sürer?

Oyun terapisine başlama kararı alan ailelerin sorunun ne zamanda çözüleceği ile ilgili akıllarında soru işaretleri vardır. Bu normaldir. Gerek bir bütçe planlaması, gerek problemin artık onları da etkiliyor olması ile bu soruyu oyun terapistine sorma eğilimi içine girebilirler. Oyun terapisinin süresi ailenin düzenli katılımına, motivasyonuna, değişime olan inancına, psikoloğa güvenine bağlı olarak değişir. Aile içinde olan bazı zorluklar ise oyun terapisi süresini uzatan hatta oyun terapisinden çocuğun alacağı faydayı minimum seviyeye düşürme olasılığını arttırır. Yoğun çift problemleri, şiddet, travmanın devam etmesi, çocuğun sosyal desteğinin olmaması, ailenin çocuğunu destek alması yönünden motivasyonunun olmaması bu zorluklar arasındadır.

Türkiye’de ve Dünyada Oyun Terapisi Çalışmaları

Dünyada olduğu gibi ülkemizde de çok değerli akademisyenler oyun terapisi hakkında bir çok çalışma yapmıştır. Ülkemizde oyun terapisi konusunda 30’dan fazla tez, 15’den fazla makale toplamda 40’dan fazla çalışma yapılmıştır. Ülkemizde oyun terapisi ile ilgili ilk çalışma 1987 yılında ”Anaokulu çocuklarında görülen ayrılık kaygısının giderilmesinde
farklı oyun tekniklerinin etkisi” 
konulu doktora tezinde ele alınmıştır. 2008-2021 yılları arası ise en çok çalışma yapılan yıllardır.

Kategoriler
Uncategorized

Çocuğum Ders Çalışmıyor. Ne yapmalıyım?

Çocuğum ders çalışmıyor, çocuğumun başarısı çok düşük gibi şikayetler ile aileler merkezlere sıklıkla başvuruda bulunur. Aileler bunun karşısında fazlaca talepkar, fazlaca kontrolcü tutum sergileyebilirler. Aşırı kaygılı ailelere de bu konuda fazlaca rastlanılmaktadır. Çocukların ders çalışmamasında çok fazla etken vardır. Bu etkenlerin bir kısmı psikolojik bir kısmı nörolojik temeli olma ihtimali vardır. Bunun için çeşitli testler ve değerlendirmeleri uzmanlar uygular. En sık kullanılan başlıca testler wisc-4 zeka testi, moxo dikkat testidir.

Çocuğum ders çalışmıyor tarzında yakınmaları olan aileler aslında şuna dikkat etmelidirler. Bu bir ders çalışamama problemi mi? yoksa okul reddi mi? İki kısmında süreci birbirinden farklıdır. Birbirine benzeyen tarafı ise psikolog, iki durumda da aileyi sürece dahil eder.

Peki, bu testler uygulandıktan sonra ne olur?

Wisc-4 zeka testi çocuğun yaşıtlarına göre bilişsel becerisinin nerede olduğunu ölçer. Hangi taraflarının geliştirmeye açık hangi taraflarının güçlü olduğunu matematiksel olarak gösterir. Psikolog burada özgül öğrenme güçlüğü, zeka geriliği gibi durumların varlığında özel eğitim merkezlerine sevk eder.

Akademik başarı düşüklüğünün altında en sık rastlanan problemlerden biri de dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğudur. Çocuklara dikkat eksikliği kimi zaman sadece dikkat eksikliği olarak tanı konur. Kimi zaman ise hiperaktivite eşlik eder. Bazen ise hiperaktivite tek başına çocukta gözlemlenir.

Sadece bu durumlarda mı çocuklar ders çalışmazlar?

Dikkat eksikliği, özgül öğrenme güçlüklerinin dışında bazı psikolojik problemler de çocukların ders başına oturmasını engeller. Depresyonun verdiği enerji düşüklüğü, bilişsel bozukluk gibi etkenlerle çocuklar ders çalışmak istemeyebilirler. Örneğin, depresyon geleceğe yönelik umutsuzluk da yaratır. Böyle bir çocuğun hayattan beklentisi olmaz. Aileler burayı göremediklerinde çocuklarında tembel, umursamaz gibi etiketler takma eğiliminde olabiliyorlar. Ben böyle bir süreçte ailelerin böyle bir çocuğa nasıl yaklaşmaları gerektiği konusunda psikoeğitim vererek ilerliyorum.

Çocuğum ders çalışmıyor vb şikayetlerin altında bazen de kaygı problemi çıkmaktadır. Kaygı çocukların odaklanma, organize olma, planlama becerilerini olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle ders başarısında ciddi bir düşüş gerçekleşir. Kaygılı çocuklarda onlara uygun bir şekilde psikolojik danışmanlık planı yapmak gerekmektedir.

Şimdiye kadar yazılanları özetleyecek olursak ilk olarak dikkat eksikliği en sık rastlanan problemler arasındadır. İkinci olarak depresyon, kaygı bozukluğu gibi ruhsal durumlar çocukların ders çalışmasını olumsuz etkileyebilir. Sonuç olarak çocukların ders çalışmamasının altında yatan bir çok faktör vardır. Bir uzmandan destek aldığınızda o sizlerle koordine çalışıp çocuğunuzun akademik anlamda hak ettiği yerde olması için sizlere yardımcı olacaktır.

Psk. Emrehan Mutlu

Suadiye Mah. Bağdat Cad. No 401 daire 8 Kadıköy / İstanbul

Otantik Psikoloji

WhatsApp'ı Aç
Yardıma mı ihtiyacınız var?
Merhabalar, Size Nasıl Yardımcı Olabiliriz?